TAŞRANIN SESİ
TAYFUR AVCI
Facebookta Paylaş Makale Listesi
EŞŞEĞİ SALAMADIM ÇAYIRA!!28 March 2024 Thursday

Benim babam tam bir emekçiydi. Hayatı boyunca Özbaşıda olsun Kozanda olsun hep tarlada bahçede çalışmış, çiftçilik yapmış, hiçbir zaman ne sigortası olmuş ne de birikmiş üç beş kuruş parası.. Sevilen biri ve güzelde bir namı varmış. Avcı Gö Osman.. Bazen evden çıktığı gibi bir ay ava gidermiş. Benim çocukluğumda, Cumhuriyet mahallesi çay başında olsa da evimiz, tarlada bahçede geçti diyebilirim (özellikle hafta sonları). Ama bana sorarsanız bizim çocukluğumuz, şimdikilere 10 çeker. Çayda da çimdik, lastikle kuşta avladık, güllede oynadık. Kozandan bisiklete binip Adana'ya gitme hayallerimiz bile vardı (İmamoğlu’na varmadan döndük).

Dediğim gibi babam rahmetli çalışkan biriydi. Bir çifte av tüfeği, birde at arabası vardı kıymetlisi.. Şimdiki öğretmen evinin karşısında eskiden at arabaları orda toplanırdı, yani durak gibi diyebiliriz..

Ara sıra oraya gider at arabacılık yapardı babam.

Biz bahçe işleriyle uğraştığımızdan olacak atımız, köpeğimiz, kedimiz hep olurdu. Şimdi hatırlıyorum da bizim hiç bir zaman eşeğimiz olmadı… İşte şimdi geldik hikayemize..

İnek, at ve eşek bir gün bir araya gelerek bir karar alırlar.

Üçü de farklı yönlerde dünyanın farklı yerlerine gidecekler, 3 yıl boyunca insanları gözlemleyecekler, sonra aynı yerde buluşup, izlenimlerini birbirlerine anlatacaklar.

Tamam derler ve dağılırlar.

Aradan üç yıl geçer.

 

Buluşma yerine önce inek, sonra at gelir.

İkisi de perişan halledir.

Yorgun, bitkin, bir deri, bir kemiktirler.

At ineğe sorar, "nedir bu halin arkadaş."

İnek derin bir "ah" çeker ve "bu insanlar çok merhametsiz. Beni sürekli birbirlerine sattılar. Alan hem sütümü sağdı, hem tarla sürdürttü. Aç, uykusuz bıraktılar. Üç yıl boyunca anamdan emdiğim süt burnumdan geldi. Tam keseceklerdi, canımı zor kurtardım" der.

 

İnekten sonra At alır sözü.

"Benim yaşadıklarım da farklı değil. Önce ağzıma bir demir parçası geçirdiler. Sonra üzerime bindiler. Kırbaçlayarak koşmamı istediler. Ben koştukça onlar daha hızlı koşmam için daha sert kırbaçladılar. Belim artık taşıyamaz hale gelince arkama bir araba bağladılar. Yüzlerce kilo yük taşıttılar. Üç yıl aç, uykusuz bıraktılar. Ben de senin gibi canımı zor kurtardım."

 

İnek ve at yaşadıklarını anlattıktan bir süre sonra eşek gelir buluşma yerine.

Neşelidir, keyfi yerindedir.

Gözleri ışıl ışıldır. Üstelik kilo almıştır.

İnek ve at merakla sorar, "anlat bakalım neden bu kadar mutlusun?"

Eşek başlar anlatmaya.

 

“Sizden ayrıldıktan sonra uzaklarda bir yere vardım. Baktım bir adam yüksek bir yere çıkmış, bağırdıkça bağırıyor. O bağırdıkça onu dinleyenler alkışlıyor.

Bunun üzerine ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırmaya başladım. Sesimi duyan benim yanıma koştu, duyan duymayana haber verdi, etrafım insanla doldu. Onlar geldikçe ben daha çok bağırdım."

İnek ve at merakla sorar, "sonra ne oldu?"

Eşek daha da keyiflenir.

"Ne olacak, beni başkan seçtiler. Yedirdiler, içirdiler, el üstünde tuttular!"

At dayanamaz, "peki bu insanlar senin eşek olduğunu hiç mi anlamadı mı?"

Eşek gülerek cevap verir.

"Yarısı anladı anlamasına da, diğer yarısına anlatamadı."

 

(Ne haliniz varsa GÜLÜN..)

Tayfur Avcı: Günün sözü: "Maaşının en az yarısı gasp edilmiş bir emeklinin halen daha kararsızım demesi utanç verici lan Hasan.."