Mimar Gözüyle
Mimar Eda BAÇNAK
Facebookta Paylaş Makale Listesi
PARALEL EVRENDE 6 ŞUBAT DEPREMİ08 February 2024 Thursday

Merhabalar sevgili okurlar

Hadi gelin biraz gerçekleri konuşalım bu hafta. Mesela deprem gerçeğini.

Deprem levhaların hareketinden oluşan bir doğal afettir. Ne zaman olacağının tam saati bilinemez. Fakat bilim insanları yaptıkları çalışmalarda depremin hangi fay hattında olacağını, aşağı yukarı hangi büyüklüklerde olacağını öngörelebilirler. Tıpkı Prof Dr. NACİ GÖRÜR'ÜN Kahramanmaraş ve civarında 6 Şubat depremini öngördüğü gibi.

6 Şubat 2023 saat 04.17 herkes uykusunun en tatlı anında büyük bir sarsıntıyla gözlerini açtı. O gün yeğenim bende kalmıştı. Deprem geçer dedim onu uyandırmak istemedim. E lbise dolabımın korkutucu sesi ile uyanıp bana sarılmıştı. Biz koşar adım aşağıya indik. Aşağıda yağmur, sokak köpekleri ve inanılmaz bir toz kokusu...

Biz bunları yaşarken ya merkez üstü ve en çok hasar alan Antakya'da ne oldu? Binaların birçoğu yıkıldı. İnsanlar enkaz altında, yardım çığlıkları.. enkazın altında yardım bekleyen ve acil telefonları arayan fakat yoğunluktan cevap alamayan.. Peki enkazın üzerindekiler? Soğuk, açlık ve tuvalet sorunu.. Yollar çökmüş havaalanları kullanılamıyor. Alet edevat, yardım malzemesi yetersiz, iş makinası yok. Tüm dünyadan insani yardım istenmiş. Deprem bölgelerine öyle ya da böyle 2. gün varılabildi. İlk iki gün insanlar kaderlerine terk edildi.

Depremzede bir vatandaşın şu sözlerini hiç unutamıyorum "Çantamı aldım asi kenarından gidiyorum, çevredeki enkazlardan yardım çığlıkları geliyor. Çaresizim parmak uçlarımda yürüyorum kimse duymasın diye”.

Bir diğer Antakya'lı vatandaşımız; Biz enkazın altında birçok insanı canlı çıkartıyoruz. Fakat yardım yok ambulans, doktor hiç bir şey yok. Çıkardığımız canlı insanlar bir iki saat sonra ölüyordu.

Siz sanıyor musunuz ki bu depremde ölenler sadece ezilme, iç kanama ya da donma kaynaklı hayatlarını kaybetti.

Antakya'da bir bölge var ki burada insanlar canlı canlı yanmış. Vali göbeğe civarında bir bölgeye doğal gaz deposu yapılmış yer altına. O bölgede yüksek katlı çok fazla bina vardı. Depremde hepsi çökmüş doğal gaz deposu patlamış. Tam bir facia yüzlerce insan canlı canlı yanmış. Çığlıkları duyanlar çaresizlikle kulaklarını kapamışlar.

Birde girilemeyen enkazlar var. Kayıp çocuklar kayıp insanlar var. Ve kalan 6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen yeni kaldırılan enkazlardan cesetler çıkıyor. 6 Şubat depremleri bazılarımızın annesini, babasını, ailesini sevgilisini götürdü bazılarımızın öğrencilik, çocukluk anılarını götürdü. Kentler sadece fiziksel olarak yıkılmadı bellek olarak yıkıldı ve yıktı.

Peki Naci görür'ün açıklamalarına kulak verilseydi, Depreme dirençli kentler kurulsaydı ne olurdu?

 

Sabah 4.17 sarsıntı ile gözlerini açan insanlar (deprem konusunda eğitim aldığı için deprem öncesinde, deprem anında ve sonrasında nasıl davranılması gerektiğini biliyor) Deprem pozisyonunun (çök, kapan, tutun) da depremin geçmesini bekliyorlar. Binalar deprem yönetmenliğine uygun yapıldığı ve kaçak yapılara (imar affı vb.) ruhsat verilmediği için her hangi bir bina yıkılmıyor. Daha sonra insanlar evlerindeki enerji kaynaklarını (doğalgaz, elektrik, su ve tüp) kapatarak acil toplanma alanlarına yöneliyorlar. (Acil toplanma alanları her bölgenin nüfusuna göre planlanmış ve insanların acil ihtiyaçlarının (yemek, tuvalet ve ısınma) karşılana bildiği ve güvende hissedildiği alanlardır.)

Acil toplanma alanlarında sıcak çorbaları içerden devlet yetkililerinden gelen açıklamaları dinliyor ve kendilerini güvende hissediyorlar. Yetkililerin durum değerlendirmesinde sonra hafif hasarlı evlerde kalanlara misafir haneler verildikten sonra evleri hasarsız olan vatandaşlar güvenle evine dönüyor. Kimsenin burnu kanamadan, büyük trajediler yaşanmadan 7 Şubat'ta herkes evinde güvenle normal hayatına devam ediyor.

..

‌Paralel evren ütopya değildir. Bilimin ışığında ilerlenerek, işte böyle güvenli, sağlıklı ve huzurlu evlerde yaşayacağız.

Bilim insanı Prof. Dr. Naci Görür'ün bir röportajında ADANA hala deprem konusunda hassasiyetini koruyor demiştir. Peki sorarım size bu konuda merkezi yönetimler ve yerel yönetimler ne yapıyor? Siz bu konuda en temel hakkınız olan sağlıklı ve güvenli yaşama hakkı konusunda sizi yönetenlerden hakkınızı talep ediyor musunuz?

Canımız yanıyor değil mi ? Hala o enkazların altında eziliyor, nefes alamıyor, donuyor ve hatta yanıyoruz. Bizi kurtaracak kimse yok mu? Sesimizi duyan yok mu?

Biz bir yıldır bu enkazın altındayız. Yitip giden canlarla.. Kaybolan bulunamayan çocuklarla.. evlat arayan, anne babasını, kardeşini arayan vatandaşlarımızla.. Cadirda seli yaşayan, sıcakta pişen vatandaşlarımızla, yokluğa doğum yapan kadınlarımızla.. Kentlerdeki silinen çocukluk, gençlik belki de yaşlılık anılarıyla.. Silinen kent belleği ile..

Sesimizi duyan yok mu? Biz 1 yıldır bu enkazın altında .. Sesimizi duyan yok mu?

 

 

DAYANAK:

TURKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

 

V. Devletin temel amaç ve görevleri

Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

 

Madde 56 – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.

 

B. Konut hakkı

Madde 57 – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.

 

XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması

Madde 63 – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.

Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla düzenlenir.