Gündem
İsmail Küçüközen
Facebookta Paylaş Makale Listesi
Herkes kurtarıcı olamaz07 December 2023 Thursday

Millet koalisyonlardan bıktık artık tek başına bir güçlü siyasi iktidar istiyoruz diyerek, 2002 genel seçimlerinde yeni kurulan AK Parti’yi ezici bir çoğunlukla tek başına iktidara getirdi.

Hükümet kuruldu milletin gözünde bir sevinç, bir neşe. Bu iktidara oy vermeyenlerin birçoğu dahi oy vermiş gibi görüntü vererek devlet kademelerinde yapılacak işlerinin aksamaması için memurların, emeklilerin, dul ve yetimin kısacası bordo mahkûmlarının beklentileri, ümitleri çoktu. Çünkü karşılarında tek başına bir siyasi iktidar vardı. Ama ne yazık ki umulan olmadı. Aradan 23 yıl geçti. Hiçbir kesimin umduğu olmadı. Olmadığı gibi hazır ellerindeki stoklar da bir, bir eridi. Ha bu sene de, bu sene derken 2023 bitti. Geldik 2024’e dayandık. Görünen o ki dünya da ve ülkemizde dalgalanan öncelikle ekonomik durum herkesi şaşkına çevirdi. Bu durumdan sonra anlaşıldı ki bu millet siyasi olarak yeni bir kurtarıcı peşine düştü. Vatandaş Muhalefete bakıyor, yeni kurulan partilere bakıyor, hele hele ana muhalefette bakıyor. Bu güne kadar aynı hamam aynı tas misali idi. Şimdi Özgür ÖZEL geldi bakalım. Hiç ses yoktu adeta ölü toprağı serpilmiş gibiydi üzerlerine. Dedim ya Özgür ÖZEL ile bir hareket var gibi. Bir kıpırdama var gibi görünüyor. Bu güne kadar bir bakıyorsun içerden bir ses ortalığı darmaduman ediveriyor. Ve adeta iktidara can simidi oluyorlardı.

Ortalık dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de malum. Hele ekonomik gidiş ülkeleri kavuruyor. Bizim ülkemizi de kavuruyor. Birde pandemi denilen yenidünya canavarı hastalık adeta yakaladı insanları kıvırıp alıp götürdü. Dış ülkelere bakarak yine bizim ülkemiz az bir etkilenme ile atlattı desek yeridir. Dönelim siyasete. Eh artık malum genel seçimler bitti. Şimdi 2024 yerel seçimler yaklaşıyor. Halk bir karar verecek. Artık kuru hatiplik de para etmiyor. Avrupalı çalışanlar ve emekliler bu etkilenmeye nazaran yine tatillerini gelip bizim ülkemizde yapabiliyorlar. Bizim pek çok çalışanımız ve emeklilerimiz dışarıdan gelen tatilci turistlere deniz kenarlarında hizmet ederek yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Gerçi bugünlerde emeklilere 5 bin lira gibi bir çay parası verildi. Verildi verilmesine de daha bizim elimize şükür böyle bir çay parası geçmedi. Eğer iktidar bu gidişe özellikle ekonomik gidişe bir dur demezse, yeminle emekli dul yetim 20 milyon seçmen ile hem iktidara hem de ödevini ve görevini yapmayan muhalefete dersini verir. Dediğim gibi muhalefet falan dinlemez çünkü ekonomik olarak vallahi bıçak kemiğe dayandı. Bu Arayışları şöyle bir kenara bırakalım bakalım. Bu arayış sürecinde sen, ben-siz, biz kavgalarından vazgeçelim şu aşağıdaki misali okuyup anlamaya çalışalım.

 

HOCA EFENDİ: YARADANA BİRAZ KIRGINIM?

 

Anadolu’nun küçük bir belde camisinde. Hoca cemaate vaaz verirken. Ansızın içeri giren bir köylü, “Köyü sel bastııııı haberiniz olsun” diyerek haber verir. Bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atar kaçarlar. Sadece hoca efendi bütün ısrarlara rağmen camiyi terk etmeyi ret eder ve yaradanın kendisini koruyacağını söyler ve camide kalır. Kısa bir süre sonra sular camiye girmeye başlar. Hoca efendi çaresiz minareye çıkar. Sular minareye ulaşır. O anda bir su botu hoca efendiyi kurtarmaya gelir. Ancak hoca efendi yaratanın kendini koruyacağını söyler. Su botuna binmez. Su yükselir hoca efendi bir kat yukarı çıkar. Bir su botu daha gelir. Hoca efendi yine Tanrının kendini koruyacağını söyler binmez. Su iyice yükselir hoca efendi minarenin son noktasına çıkar. Bir helikopter yaklaşır. Hoca efendi yine binmez. Beni Tanrı korur der ve su yükselince hoca efendi boğulur ölür. Kendini ahretin kapısında huri melekler karşılar. Hoca efendi “cennete girmek istemiyorum, yaradana biraz kırgınım der….”

Melek: ne oldu ki? Hoca efendi der. Hoca efendi ben hep iyilik yaptım. Günahtan uzak durdum. Yaşadığım beldeyi sel bastı. Herkes kaçtı ama yaradanın beni kurtaracağına inandığımdan ben kaldım. Görüyorsunuz ki şimdi buradayım; tam bu sırada bir ses duyulur. Ona iki tekne, bir helikopter gönderildi. Kurtarmak için daha ne yapılmasını bekledi ki? Yukarda ki misali kendimize uydurursak belli ki yaratan bize şöyle diyecek “Ben bu ulusa örnek alsınlar ve onu izlesinler diye M. K. Atatürk’ü gönderdim. Her ihtiyaç duyduklarında ikide bir M. K. Atatürk gönderemeyeceğime göre. Her biri artık bir M. K. Atatürk olmayı öğrenmeli. Onun gibi düşünmeli, gösterdiği yoldan yürümeli. Biraz siyasi düşünecek olursak. Kendi maddi ve şahsi çıkarımızı bir kenara bırakıp öncelikle milli ve manevi konumumuzu en ön safta tutarsak. Çıkar konusunda öncelikle DEVLETİM ve MİLLETİM’İN çıkarlarını en sırada tutarsak. Takım tutar gibi bir siyasi partiye gömülüp kalmazsak inanın bizi topla tüfekle ve hatta teknoloji savaşıyla dahi yıkamazlar.

Bakın M. Kemal ATATÜRK ne diyor?

 

Fazla geldiyse size, Hürriyet, Cumhuriyet…

Özlemini çekiyorsanız, saltanatın, sultanın…

Hala önemini anlamadıysanız, Millet olmanın…

Kul olun, ümmet kalın, Fetvasını bekleyin, Şeyhülislamın..

Unutun tüm dediklerimi, yıkın, diktiğiniz heykellerimi…

NOT: Doktor tavsiyesidir. Sağlığınız için mutlaka günde bir Kozanlı ile sohbet edin. Değerli dostlar. Keyifli okumalar diliyorum.