SÜREÇMİŞ 30 yıldır sürmekte olan terör belasının milletimizi ve ülkemizi getirdiği noktaya bir bakın. Apo “ Bu bir isyandır, ben de bu isyanın başıyım.” anlamında laflar ediyor. Ama bütün bir basın ağız birliği etmişçesine “barış süreci” nden dem vuruyor. Meğerse biz yanlış biliyormuşuz. Bu ülkenin topraklarına kast edilmemiş. ‘KÜRT MESELESİ’ dedikleri problem aslında Batının yüz yılı geçen bir süredir ağzından düşürmediği “ŞARK MESELESİ” değilmiş. “Şark Meselesi” ile Anadolu’daki Türk varlığına ve Türk egemenliğine de son verilmek istenmiyormuş. Bu yüzden terör neredeyse bütün Batı devletlerinden destek ve himaye görmemiş. Binlerce askerlerimiz, vatandaşlarımız, polislerimiz, kamu görevlilerimiz şehit edilmemiş… Basın, herhalde bizim bilmediklerimizi biliyor ki bu meseleyi barış süreci olarak milletin önüne koyuyor. Sanki PKK pişmanlık göstermiş, teslim olmuş, silahlarını bırakmış da bizim haberimiz yok. Sanki APO mahkum değil en aktif siyaset adamı konumuna gelmemiş, bu barış süreci dedikleri şeye APO hakim görünmüyor… Aslında çok söze gerek yok. Sadece şu soruyu sormama izin verin: PKK ve APO isteyip de neyi alamadı? Bu sorunun cevabını BDP lideri Selahattin Demirtaş veriyor: “Kürt sorunundan kaynaklı silahlı mücadelenin %99’u bitti.” diyor. Madem istedikleri her şey verilecekti terörle mücadelenin ne anlamı vardı? Veya bu iş kolayca oluyor idi ise analar niçin ağlatıldı? Basın ve TV’leri izleyince insan düşünmeden edemiyor. Acaba biz bu APO’dan ve PKK’dan özür mü dilesek diyorum? Adamlar o kadar masum ve sevimli gösteriliyor ki aklımıza ister istemez bu düşünce geliyor. Bir de Diyarbakır da düzenlenen gösterilerde bir tek Türk bayrağının bile olmayışı tenkit ve hatta sitem ediliyor. Bir Türk bayrağı olsa idi ne olurdu deniyor. Arkadaş! Hala mı? Bu toprakların da önemli bir kısmını içine alan birleşik bir Kürt devleti hazırlığını görmeyeceğiz? Adam senin bayrağını niye taşısın? Önümüzdeki haftalarda Türk bayrağı sadece bir etnik grubu temsil eder; devletin bayrağı hem Türkleri, hem Kürtleri temsil edecek şekilde yeniden renk ve şekil bakımdan düzenlenmesi gerekir denecektir. Emin olun! Bu kadar da değil diyenleriniz olacaktır. Ama son yıllarda bu kadar da değil denecek o kadar şey oldu ki! |