19.02.2013
TEK RENK YOK SAYILIR Çağımızın en yanlış kabullerinden biri belki de en önemlisi, insanoğlunun geçmişine Batı gözüyle bakmak gerektiği anlayışıdır. Bu anlayış Batının, evrensel bütün değerlerin sahibi olduğu iddiası ve bizimkilerin de yenilmişliğin ezikliği içerisinde bu iddiaya sahip çıkışından beslenmektedir. Halbuki, ön yargısız insanoğlunun macerasını okumaya çalıştığımızda karşımıza çıkan hakikat; Batı medeniyetinden çok daha önceleri, çok sayıda medeniyet hamlelerinin oluşudur: Aztek, Maya,İnka, Afrika, Mısır, Mezopotamya, Hint, Çin, Türk,İslam,Türk-İslam medeniyetleri gibi.. Batı medeniyetinin bilinen en belirgin vasfı aklın, kilisenin otoritesine kafa tutuşu ve sonunda bilim ve teknolojideki muhteşem sıçrayıştır. Bilim ve teknolojideki müthiş atılımın Batı insanına kazandırdığı olağan üstü güç; bu medeniyetin bütün bir dünyayı adeta işgal edişini sağlamıştır. Her işgal gibi bu işgal de hoyrattır, kabadır, acımasızdır, bencildir. Hele Batı kafası “öteki” ne tahammülsüzdür, yok etmekte bir beis görmez. Bilindiği gibi Anadolu’nun bitki çeşitliliği yaklaşık koca bir Avrupa kıtasına denktir.(Bizde 13 bin, bütün Avrupa’da 14 bin civarında) Ancak yine Batıdan kaynaklanan canlı genetiği ile oynama imkanı, bizdeki bu müthiş zenginliği yok etmekte, bitki varlığımızı tek tiplenmeye doğru götürmektedir. Çünkü Batı, dünyanın bütün tarımsal gücünü tekeline almak istemektedir. Bu istek O’nun aslında bütün insanlığın zenginliği olan bu bitki örtüsü varlığını yok etmesine yol açmaktadır. Bu örnek Batı medeniyet anlayışının; yani insanlığın geliştirdiği bütün değerlerin Batı kaynaklı oluşu anlayışına çok benzemektedir. Yani Batının geliştirdiği bütün değerler dünyadaki çok sayıda ve farklı özellikte olan kültürel zenginliği yok etmekte, onların yaşamasına imkan bırakmamaktadır. Halbuki bu kültürel çeşitlilik ve değerler bütün bir insanlığın hayatını zenginleştirebilecek kıymettedir. Batının insanoğlunu getirdiği yok oluş noktasını düşününce bu zenginlikten yararlanmak gerektiği aşikardır. Batıdan gelen bir takım kültürel örnekler koca bir dünyayı tek tipleştirme peşindedir. Bu durum tek yönlü de değildir. Aktif olanın dayatması kadar, belki de ondan daha çok pasif olanın adeta teslim oluşuyla beraber çok yönlüdür. Kültürü doğal olanın üzerine konan, hayatı biçimlendiren her şey olarak tanımlayanlar var. İnsanın hayatı anlama ve hayata tutunma çabasının ürünüdür kültür. Bu bakımdan da çok çeşitlidir Binlerce yıllık insanlık tarihindeki kültürel birikimler kaybedilmemeli, hele Batının çok da sığ olan örneklerine teslim olunmamalıdır. Bu uzunca girişten sonra birkaç cümle ile sonucu yazmak gerekirse: Biliyorsunuz sevgililer günü denen bir gün, kendi kültürel değerlerimizden çok daha sıkı bir şekilde kutlanıyor. Bugün, Batıdan ithal edilen bir yeni moda, beraberinde bir felsefe bir yaşama biçimi de empoze ediyor. Bir Hıristiyan Azizine ithaf edilen bir gün. Sevgi, sevgili, aşk gibi kavramlar dile getiriliyor bu günde. Ben hem üzülerek hem öfke ile izliyorum bu kutlamaları. Bu tür günlerin felsefesine, hayat anlayışına kendimizi adapte ettiğimizde karşımıza çıkan tablo da korkunç: Evliliklerin %51’inin boşanma ile bittiğini gösteren istatistiklere bakınca durum kendiliğinden ortaya çıkıyor. Aşk, sevgi, sevgili gibi kavram ve olgular için Batıya ihtiyaç var mı? Kültürümüzdeki bu konudaki olağanüstü zenginlikleri çeşitlilikleri görmeden son derece sığ bir örnekle değiştiriyoruz… Bizim kültürümüz ve medeniyetimizin temel öğretisi aşk değil midir? Başta Allah sevgisi olmak üzere Peygamber sevgisi, insan sevgisi, yaratılan her şeyi Yaratandan ötürü sevgili olarak görme, her varlığın varlığına saygı, sevgi bizim temel hayat felsefemiz değil mi? Bizim kültürümüz sevmeyi adeta iman esası saymamış mıdır? Bizim en büyük şairlerimiz sevgi, sevgili, can, canan ilişkisini harkülade bir şekilde ortaya koymamışlar mı: C a n ı k i m C a n a n i ç i n s e v s e C a n a n ı n s e v e r Evet. Türkçenin olağanüstü zengin ifade gücünü gösteren bu dizelerdeki anlam da harkülade değil mi? Kendi hazinelerinin farkında olmayan Türk toplumu, maalesef başkalarının sığ güzellikleriyle sevgisini yaşamaya ve ifade etmeye çalışıyor. Ama kadına yönelik cinayetler ve kırılan boşanma rekorları da eksik olmuyor. Evet, insanlığın dünyada var oluşundan bu yana kültür adına ürettiği her değere saygı! Ama her şeyden önce kendi değerlerimize sahip çıkmak ve saygı göstermek gerekiyor! |