11.12.2012
NİŞASTA BAZLI ŞEKERLER
Dünyada tatlandırıcı ihtiyacı üç farklı kaynaktan temin edilmektedir. Bunlardan en sağlıklısı pancar ve şeker kamışından elde edilen sakaroz kökenli şekerlerdir. Bu şekerler sofra şekeri, toz şekeri, kristal şeker, beyaz şeker, rafine şeker adlarıyla bilinir. Tatlandırıcı kaynağı olarak sentetik tatlandırıcılar da kullanılmaktadır. Sakarin, aspartam gibi.. Bu grup kalorisiz tatlandırıcı grubudur ve son derece sağlıksızdır. Konumuz olan nişasta bazlı şekerler ise buğday, mısır, patates gibi tarım ürünlerinden elde edilir. Daha çok da mısır nişastasından elde edilir. Ana ürünleri früktoz ve glukoz şuruplarından oluşur. Şeker gelecek yılların en önemli besin kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Pek çok ülkede şeker üretimini arttırmak için yatırımlar yapılmaktadır.( ABD, Avrupa Birliği, Rusya,Çin,Brezilya v.s) Halen dünyada üretilen 130 milyon ton civarındaki şekerin 4 de 3’ü şeker kamışından elde edilmektedir. En büyük şeker kamışı üreticisi Brezilya’dır. En büyük pancar üreticisi ise Avrupa Birliği’dir. Türkiye de pancar üretimi açısından şanslı ve avantajlı durumdadır. Ancak biz bu avantajımızı ilk kez 1998 yılında şeker pancarı üretimine kota koyarak tepmiş durumdayız. Halen kota devam ediyor. Şeker pancarı üretimi 1998’de kotanın ilk uygulandığı yılda 17,6 milyon ton iken kota uygulaması sonucu 10 milyon tonun altına inmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde ve gelişmiş diğer ülkelerde nişasta bazlı şeker üretimi kotaları ve bizdeki nişasta bazlı şeker üretimi kotasına baktığımızda ortaya çok anormal bir durum çıkmaktadır. Fransa, İngiltere, Hollanda, Finlandiya, Danimarka, İtalya’da nişasta bazlı şeker kotası % 0 olarak bildiriliyor. Almanya’da NBŞ kotası % 1,9 olarak biliniyor. Türkiye’de ise çıkan şeker yasasıyla bu oran % 10 olarak belirlenmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan 500 milyon kişiye 2010 yılında yaklaşık 690 bin 440 ton NBŞ üretilirken; 70 milyonluk Türkiye’de aynı dönemde yaklaşık 406 bin 350 ton nişasta bazlı şeker üretimi gerçekleşmiştir. Türkiye’de kişi başına nişasta bazlı şeker yaklaşık 6 kg iken Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına NBŞ üretim miktarı 1,5 kg civarındadır. Dünyada tarım en önemli stratejik güç haline gelmişken pancar ekim sahalarını Türkiye’de daraltmak, pancar ekimine kotalar uygulamak sonuçta pancardan elde edeceğimiz sağlıklı şeker miktarını azaltmak bize has bir garabet olmalı. Bizim için en uygun, en doğru yol üretim imkanlarını da düşünürsek en sağlıklı şeker olan pancar şekerini tatlandırıcı olarak kullanmaktır. Nişasta bazlı şeker sağlıksızdır. Üstelik nişasta bazlı şekerler çokça GDO’lu ürünlerden elde edilmektedir. GDO’lu ürünlerin ise sağlık açısından mahsurları artık hepimizin malumudur. Durum böyle olunca Avrupa Birliği ülkelerine bakarak 4-5 misli fazla nişasta bazlı şeker üretmemizin mantığını anlamak mümkün değildir. Avrupa Birliği ve ABD’de pancar ve şeker kamışı dışındaki tatlandırıcıların yani NBŞ’lerin kotası mümkün olan en alt seviyede tutulurken( Avrupa Birliği’nde ortalama %2’nin altında, ABD’de %3 olarak bildiriliyor.) bizde bu oranın 4-5 misli yüksek oluşunu nasıl izah edeceğiz? Çocuklarımızın, yetişkinlerimizin sağlığı için son derece önemli olan bu konuda nişasta bazlı şeker üretiminin meşhur CARGILL şirketinin adeta tekelinde olduğunu düşünmek sorunun anlaşılmasını biraz aydınlatıyor sanırım. CARGILL hem dünyada hem de Türkiye’de nişasta bazlı şeker üretiminde adeta tekel durumundadır. Türkiye’de NBŞ üretiminin %65-70’ne sahiptir. Bu ülkeyi yönetenlerin yatacak yerleri yok. Arkadaş tertemiz pancarımız varken ne diye GDO’lu ithal mısırdan CARGILL’in ürettiği NBŞ’e Türk halkını mahkûm bırakıyorsunuz? NBŞ ile hem sağlımızı bozuyoruzsunuz hem de tarım üretimindeki bir avantajımızı başkasına devrediyorsunuz. Son zamanlarda politikacılarımızda bir “helalleşme” modası çıktı! Eğer gerçekten İslam’ın emrettiği helalleşme şuuruna sahipseniz şeker konusundaki avantajlarımıza derhal sahip çıkın ve sağlıksız tatlandırıcılarla üretilen gıda ürünlerinden ( bütün marketlerimizin raflarını dolduruyorlar) bu halkı ve çocuklarını ve kurtarın! Hakkımız o zaman belki helal olabilir. |