11.09.2018
Bazen düşünüyorum da şu yaşadıklarımızı kara mizah için tam biçilmiş kaftanız. Siyaset ehli adam konuşuyor: “Rabbime çok şükür; öyle bir görevdeyim ki belediye başkanlığından çok üst düzey noktalardayım ancak şu güzel memleketime hizmet verebilmek ve sizlere iyilik etmek için geldim.” Hani rahmetli börekçi amca sokakta bağırırdı ya: “Sizlerin içün varııım” Hadi börekçi amca milletin karın doyurmasına vesile olurdu. Biz onun karnını o da bizim karnımızı helalince doyururdu. Pek de lezzetliydi börekleri. Politikacı bizden hep aldı; pek vermedi gibi de neyse… Yani bizleri düşünen o kadar aday adayları ve politik kimseler var ki samimiyetlerinden gözyaşlarımızı tutamıyoruz. Bizlere iyilik etmek için varlar. Hayy! Allah bin kere razı olsun ya! Demek bu güzel ve etkili politik makamlara oturmayı biz reayalar için istiyorsunuz ha! Ne mutlu bize! Başımız göğe erecek valla! Adam meclis üyesi olmak ve oradan kendi özel işlerini takip etmek veya birkaç hısım akrabaya nasıl iş-aş bulurumun derdinde ama; belediye başkanlığına kendisini layık görüyor. Bizlere iyilik edecek… Oyy! Çok etkileniyorum ben… Bu tüpten kimselere bir şeyler yapamamanın yasını tutuyorum… Ya siz?! Sizler okuyucularımız birazcık duygulanmıyorsanız. Sorun sizde kusura bakmayın! Siyaset erbabı bizlerin için var. Gecelerini gündüz ediyorlar. Hak, hukuk, adalet, din, Allah; liyakat dillerinden düşmüyor. Hele bir de Hazreti Ömer’den örnek verirlerse oh değmeyin keyfimize. Hani meşhur lafı: Bir köprüden koyun geçerken ayağı kırılsa şehr-ül emin sorumlu. İşte oraya talibiz biz… Ulan koyun kalmadı memlekette be! Pek kolay değil bu yönetim işleri bre gardaş! Lafla, söylemle, konuşmakla olmuyor. Bizim gibi kıyıda köşede kalmış ilçelere gelene kadar ohoooo! Kıl- tüy kalıyor. Mizah da bol tabi ki…
|